Evet
, gerçekten minicik ama içine dünyaları sığdırmış harika bir yer
Sığacık.İzmir’de yaşadığımız yıllarda en çok sevdiğimiz huzur bulduğumuz
özellikle de pazarına hayran olduğumuz yer.Bu nedenle bu yazı daha çok ‘Pazar’
üzerine olacak.Gidip de mutlu olmayacak insan tanımıyoruz biz.Belki
iddialı bir cümle oldu ama öyle:)
Öncelikle yerinden bahsedelim. Sığacık
,Seferihisar’ın bir mahallesi. Seferihisar’dan Sığacık yol ayrımına
döndüğünüzde turunçgil bahçeleri arasında
miss gibi bir yolda ilerleyip bu şirin mahalleye ulaşıyorsunuz.Mahalleden
ziyade sanki küçük bir sahil kasabası gibi.İzmir’den de ortalama 1 saat süren bir yolculuk sonrası Sığacık’a
varabilirsiniz.Seferihisar Türkiye’nin ilk
‘cittaslow’ yani sakin şehri ve bu özelliği elde etmesinin en büyük
sebeplerinden biri bizce Sığacık.
O kadar güzel ki bizde ayrı bir yeri var.
Özellikle de yaz-kış demeden her Pazar
kurulan yöresel Sığacık pazarı bizi
bulutların üstüne çıkarır geri de indirmez. Aslında bu yazıyı yazmamıza vesile
olan bu pazarın ta kendisidir. Öncelikle bozulmamış tarihi dokusu ,işi ticarete
dökmemiş sevimli insanlarıyla kesinlikle
ziyareti hak ediyor bu Pazar.Daracık sokaklarda herkes kendi evinin önüne kurmuş tezgahını. Kimse kimsenin hakkına
dokunmuyor. Hem yardımseverler hem misafirseverler. Pazar deyince aklınıza
sadece meyve-sebze gelmesin.Börekler, baklavalar, keşkekler, aşureler,
sarmalar, dolmalar çeşit çeşit el işi ürünler.Tam bir masal dünyası girince
kayboluyorsun.Labirenti andıran sokaklarda her taraftan bir ses farklı bir
mutluluk.Bir yandan örgü yeleklere bakarken diğer yandan cevizli baklavayla göz
göze geliyorsun aklında da enginarlar
kalıyor :) öyle
fantastik bir ortam yani.Tadından yenmez.
pazarın girişi |
Sonra elinde bir bardak çayla başlıyorsun
tatlı bir pazarcıyla sohbete. Şunu da ye,bunu da iç,aaaa bak yemezsen
gücenirim, Sığacık şöyle güzel
,insanları şöyle çalışkan böyle iyi… uzayıp giden leziz sohbetler. Bu arada
pazardan aldığınız yiyecekleri deniz kenarındaki mekanlarda yanına bir içecek söyleyerek
yiyebiliyorsunuz, bunu hiç kimse sorun etmiyor.Ne güzel bir his değil
mi!
Sığacık pazarını cümlelere sığdırmak
ne kadar zormuş meğer o yüzden bol bol fotoğrafla birazcık işi
kolaylaştıralım.
keşkek |
Bu yiyeceklerin hepsi Sığacıklı kadınların ellerinden çıkma. Yemek yemeyi seviyor ve yedikçe mutlu oluyorsanız burası sizin için mükemmel bir yer olacaktır ki bizim için öyleydi.Bunların yanı sıra çeşitli otların ve köy ürünlerinin satıldığı tezgahlar da var.
Bir de el sanatlarının sergilendiği tezgahlar var. Örgüler,ahşah eşyalar,el emeği takılar aklınıza gelebilecek her şeyi bulmanız mümkün yanında güler yüzle birlikte :)
Şanlıysanız bir de balık mezatına denk
gelirseniz süper bir ortamın içine girmiş olursunuz. Biz bu seremoniyi çok
seviyoruz. İzlemek çok keyif veriyor.
Bu çevrede başka nereleri görmek gerek
derseniz. Sığacık kalesini ve Teos Antik kentini ziyaret edebilirsiniz. Eğer
yaz dönemindeyseniz denize girmek için
nefis plajlar var. Yani her bakımdan sizi mutlu edecek tüm imkanlara sahip.
Son olarak da bizim yine çok sevdiğimiz
huzurlu, sakin bir yerden bahsedelim: Teos Park Cafe! Burası Sığacık-Teos Antik Şehri güzergahında yer
alan huzurlu mu huzurlu bir
yer.Özellikle kahvaltı tercihleriniz arasında olabilir,ayrıca Girit meze
tabağıyla da gönlümüzü fethetmiştir.Muazzam bir deniz manzarası vardır ki şöyle
hamağa uzanıp keyfini çıkartabilirsiniz.
Poz verin dedim utandılar.Demek ki hala bir yerlerde masumiyetini kaybetmemiş insanlar , güzel yürekli çocuklar var.Tepsilerinde de hepimizin çocukluğundan bir parça anne kurabiyesi:) en sevdiğim kare oldu.
Doyamıyoruz sana Sığacık ,çok seviyoruz
seni.Bize huzuru yansıtan yegane yerlerdensin.Umarız hiçbir zaman bir Alaçatı
ya da Bodrum olmazsın.Sen şimdi bu halinle çokk güzel çok doğalsın.Biz gittik
mutlu olduk.Sıra sizde!
ROTAMIZ MUTLULUK..!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder