İzmir’de yaşarken sık sık ziyaret ettiğimiz bu güzel tatil
rotasını bu sene de es geçmedik. Dolu dolu bir güzergah bu. Keyifli, şaşırtıcı,
yemeli, içmeli. Ayvalık ve Cunda’nın geleni gideni çoktur. Sezonda o kalabalığı
çok net hissedersiniz ama sezon haricinde daha sakin daha durgun yüzünü
gösterir size.
İlk noktamız
Ayvalık olsun. Neden böyle dedik? Evet birbirlerine çok yakınlar ama ikisinin
de ayrı ayrı görülmesi gereken yerleri var. Ayvalık modern bir kıyı şehri
adeta. Temiz, ferah, ışıl ışıl bir yer. Bu güzel şehre sabah saatlerinde ayak
basmışsanız eğer öncelikle deniz kenarındaki
kafelerde Ayvalık tostu yemenizi
öneririz. Doyurucu hatta çok doyurucu bir seçim olur: ) Sabah değil de öğle
vakti gelmişseniz yine bu kafelerde adaya özgü olan papalina balığını
yiyebilirsiniz.Bu balıklar minicik adeta çerez gibi gidiyor: )Kısacası yeme
içme konusunda sıkıntı yok.
Papalina
|
Karnımız doydu
mu?Tamam,şimdi biraz gezelim. Ayvalık’ın daracık,şirin sokaklarında yürüyebilir
karşınıza çıkan kafeleri, minik dükkanları ziyaret edebilirsiniz.Bu esnada
karşınıza çok sayıda kilise çıkar.Tabii ilgilenenler için buralar ziyaret
edilebilir.Biz Taksiyarhis Kilisesi’ni gezmiştik.Eski bir kilise olmasına
rağmen estetik bir mimariye sahip burası, görünce etkilenmemek elde değil.
Ayvalık zeytin,
zeytinyağı ve peynir açısından çok bereketli bir yer.Bu ürünlerden almayı
düşünürseniz eğer, birçok satış noktası
var.Biz Peynirci Ferdi’den alışveriş yapmıştık ve ürünlerin hepsi çok
lezzetliydi.Özellikle de zeytinyağı: )Şimdi bu kısımda bir not düşelim.Biz semt
pazarlarını çok severiz,gittiğimiz yerlerde de bu pazarları mutlaka
gezeriz.Perşembe günleri Ayvalık’ta muhteşem bir pazar kuruluyor.Sebzenin
meyvenin en tazesi , çeşit çeşit ot,peynirler,zeytinler birbiriyle
yarışıyor.Hele bir de enginar mevsimiyse tam bir karnaval bu pazar ki Ayvalık
enginarı mükemmeldir.
Eee sonra? Denize
girelim biraz derseniz eğer bunun için en güzel alternatif Sarımsaklı plajıdır
bizce. İnce sıcacık bir kumu var bu plajın ve oldukça uzun. Deniz ise çok güzel
öyle hemen derinleşmeyen içinde uzun
süre yürüyebildiğimiz yerlerden. Şezlong kiralayabilir dilerseniz kendi
havlunuz üzerinde de vaktinizi geçirebilirsiniz. Bunun yanı sıra tekne turuna
da çıkabilirsiniz. Ayvalık’tan kalkan
tekneler günübirlik çok güzel koylara götürüyor misafirlerini. Farklı
koylarda,farklı sularda yüzmek isteyenler için güzel bir seçim olur bu. Sırada
ne var? Ayvalık’a gidildiğinde mutlaka ama mutlaka görülmesi geren yer:Şeytan
Sofrası. Biz buradan çok etkilenmiştik çünkü öyle bir manzaraya sahip ki çok az yerde karşısına çıkar insanın
bu manzara. Tahmin edildiği üzere burası bir tepe ve bu tepede bir kayanın
üstünde kocaman bir ayak izi var
söylenene göre bu,şeytanın ayak
iziymiş.İnsanlar para atıp dileklerde bulunuyorlar: ) Biz mi? Hayır biz para
atmadık .Bu yerin bir başka güzelliği de günbatımı ile gündoğumunun harika
yaşanması. Dilerseniz o saatlere denk
getirip hem gözlerinize ziyafet çekersiniz hem de harika fotoğrafları
arşivinize eklersiniz. Bir de ara sıra esen sert rüzgarını da unutmayın : )
Ayvalık’ta dolu dolu geçen bu zamanın ardından ver elini
Cunda, diğer adıyla Alibey adası.Ayvalık ve Cunda’yı birbirine bağlayan
Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünden geçerek çıkıyorsunuz bu güzelim adaya. Mavi
bir yanda yeşil diğer yanda ve karşınıza çıkan koyunlar, kuzular, keçiler bu
atmosfere en çok yakışanlar.Rahat derin tertemiz bir nefes çekiyorsunuz ve
adayı yaşamaya başlıyorsunuz.
Biz Cunda’da iki kez kaldık, her ikisinde de otel tercihimiz aynıydı. Merkezde her yere yürüme mesafesindeydi otelimiz, Otel Sobe. Farklı, özenli odaları, keyifli bahçesi ve çok lezzetli kahvaltısıyla bizi etkilemeyi başardı. Bunun haricinde gerek merkezde gerek biraz uzakta konaklayabileceğiniz çok sayıda butik otel var. Tabii yine park sıkıntısı yaşamadık değil.Burada da sokaklar dar olduğu için arabayla ilerlemek yorucu, mümkün olduğunca ayaklar çalışmalı.
5 Numaralı Oda
|
Otelimizin Kahvaltısı
|
Cunda
adası şirin evleri, mis gibi kokan yaseminleri,
zevkli sokaklarıyla tahmin edin bakalım en çok hangi işimize yarıyor?
Evet doğru bildiniz, on yüz milyon fotoğrafımız oluyor yine. Çok çok güzel bu sokaklar inanın her şeyi
fotoğraflamak istiyorsunuz. Bu sokaklarda bizim için neler var başka? Hediyelik
eşya alabileceğiniz bir sürü tezgah var ve buraları gezmek çok zevkli
gerçekten. Ayrıca bu tezgahlardaki ürünlerin fiyatları son derece uygun. Yine
adada zeytin ve zeytinyağı fabrika satış noktaları var. Biz Özgün’den ve
Ekbir’den alışveriş yapmıştık. Her ikisi
de oldukça iyiydi.
Adada ziyaret edilebilecek başka yerler var mı derseniz
Rahmi Koç müzesini önerebiliriz. Hem
içerisi hem manzarasıyla zevk verecektir. Denize girmek isterseniz Çataltepe plajı ve Pateriça koyu tercihleriniz arasında olsun.Temiz deniz
sizleri büyüleyecek.Doğası,denizi,sokakları harika Cunda’nın ; tabii ki bunları
görmek için gelinir ama bir özelliği var ki bizce hepsinden öte.Ada mezeleri.
Bizim için damak
tadı önemli, gidilmesi zor bir yolun sonunda midemiz bayram edecekse zorlukları
görmez hemen yola çıkarız. İşte Cunda bizim gibiler için cennet. Önce Taş
Kahve’den başlayalım. Burası hepsi denize bakan beyaz tahta sandalyeleriyle
tarih kokan bir kahve.Zaten her zaman dolu olan masalarında bir boşluk bulup
oturmuşsanız hemen bir kahve, yanına da yemelere doyamadığımız lor tatlısından
söyleyebilirsiniz. Hiç pişman olmazsınız.
Akşam yemeği için mekan sayısı çok. Bu
mekanlar fiyat açısından biraz yüksek olsa da illa ki her bütçeye uygun bir
mekan vardır deyip biraz
araştırabilirsiniz. Biz hangilerini tercih ettik peki? Öncelikle Lal Girit Mutfağı’nı söyleyebiliriz. Burası biraz ara sokakta
kalıyor ama bahçesi çok hoş daha da önemlisi yemekler acayip lezzetli. Bir
Girit böreği var ki nasıl anlatsak, hele
enginar dolması nefis.
Cunda meze konusunda hatırı sayılır bir üne sahip. Buradaki meze çeşitliliğini başka yerde görmedik biz. Gurmeler ve kendini gurme hissedenler için tam bir cennet : ) Başka bir alternatif Boncuk restoran. Buraya birkaç kez gittik ve memnun kaldık. Neler yemedik ki… Sanırım çoğu mezeyi denedik. Hayatımızdaki en güzel fener kavurmayı burada yedik. Ahtapot ızgara, yengeç bacağı, balık köftesi, Girit böreği, Gemici böreği, sıcak ot tabağı, Saganaki peyniri, kalamar, karides. Bunlar aklımızda kalanlar. Saganaki peyniri güveçte geliyor erimiş olarak, denenmeli bizce. Son gidişimizde ise Deniz restoranı tercih ettik, buranın da mezeleri lezzetli ama özellikle enginarı ve kabak çiçeği dolması denenmeli. Bu mekan fiyat açısından diğerlerine göre çok çok uygun. Aklınızda olsun : ) Lezzet peşindeyseniz Cunda tam size göre bir yer.
Cunda’ya doyum olmaz, dört dörtlük bir tatil rotası ama her zaman söylediğimiz gibi hafta sonları ve bayram tatilleri kalabalığını dikkate almalısınız.Bir de unutmadan ekleyelim adanın asıl sahipleri kediler ve her yerdeler. Son ziyaretimizde akşam yemeği yerken bir tanesi bana dokundu şöyle patileriyle pıt pıt yaptı,hani benim hakkım der gibi bakıyordu ve ben çok şaşırdım. Neredeyse ayağa kalkıp buyur sen otur diyesim geldi: ) Ben rahatsız olmam bir sorun yaşamadım ama eğer bir yerlerden bir çığlık bir bağırış geliyorsa bilin ki bir kedi bir insana dokunuvermiştir: ))))
Peki neler alınır? Zeytin-zeytinyağı-sabun-peynir-mevsimiyse
enginar-adaya ve Ayvalık’a özgü hediyelik eşyalar.
Sıra cüzdanımızda.
Konaklamak için çok pahalı oteller de var çok uygun oteller de. Yani tamamen
size kalmış herkese hitap eden yerler
buralar. Yemek kısmına gelirsek Cunda’daki mekanlar evet biraz pahalı olabilir,
bunun nedeni ziyaretçisinin çok olması ama küçük bir araştırmayla kendinize
uygun bir yer illa ki bulursunuz. Ayvalık’ta yemek isterseniz orada zaten her
şey mevcut, uygun fiyatlara bu işin içinden çıkılır.
Cunda ve Ayvalık anılarımızın içinde
kesinlikle yer bulmalı. Biz gittik mutlu olduk.Sıra sizde : )
: )
YanıtlaSilGüzel inceleme olmuş, elinize sağlık
YanıtlaSilharika bu yaz bizde cunda adalarini dusunuyoruz bu bilgiler cok iyi oldu tsklerr
YanıtlaSilharika bu yaz bizde cunda adalarini dusunuyoruz bu bilgiler cok iyi oldu tsklerr
YanıtlaSil