29 Mayıs 2016 Pazar

Bir Tatlı Huzur Bozcaada

     Bir avuç cennet  bu ada.Küçük,şirin,renkli,lezzetli,huzurlu …Tatil bittiğinde yanınızda sonsuz sayıda fotoğraf ve en kısa zamanda tekrar gelmeliyim düşüncesiyle dönüyorsunuz evinize.

  Biz İzmir yönünden gittik Bozcaada’ya.Bu  güzergah çok keyifli çünkü genelde deniz kenarından gidiyorsun ve karşına güzel duraklar çıkıyor:Ayvalık,Edremit,Assos,Kaz dağları …gibi.Küçükkuyu’yu geçtikten sonra  da yeşilin içine gömülerek gidiyorsunuz.Kısacası yollar keyifli.Peki biz nerede mola verdik?Küçükkuyu’yu geçtikten sonra yavaş yavaş tırmanmaya başladığımızda manzarası harika bir yer var.Zaten bir tane yer var:) İşte mola yerimiz.Eğer sabah saatlerinde geçiyorsanız kesinlikle kahvaltı etmelisiniz ama öyle bilmem kaç çeşit serpme kahvaltı değil bahsettiğimiz.Taş çatlasın yedi çeşit ama zeytin zeytin gibi domates domates gibi her şey  çok çok lezzetli.Ortam salaş, manzara uçsuz bucaksız deniz.Biz çok sevdik burayı gönül rahatlığıyla da tavsiye edebiliriz.






  Sonraki durak artık karayla bağlantının son noktası Geyikli feribot iskelesi.Buradan feribotla adaya geçiş yarım saat sürüyor.Öncelikle dikkat edilmesi gereken önceden feribot saatlerine bakmak.Yaz döneminde çok sık olsa da sezon haricinde sınırlı bu zamanlar.Biz ilk gittiğimizde hafta sonuydu ve saatlerce beklemiştik daha sonra hafta içi gidince böyle bir sıkıntı yaşamadık.Ada’ya eğer günübirlik gelinmişse kalenin etrafındaki otoparklar kullanılabilir, genelde bir park sorunu var.Biz konakladığımız için otelimize yakın olarak arabayı park etmek istedik ama bu pek mümkün olmadı. Çünkü  malum ada sokakları dar.O yüzden oteliniz  merkezdeyse bulduğunuz ilk yere park edin gitsin sonrası tıpış tıpış:)

   Biz merkezde bir otelde kaldık,peki merkez dışı neresi derseniz  Ayazma plajı yolunda da oteller var ama bu otellerde kalırsanız her seferinde arabayla merkeze gelmeniz gerek.Gece geç saatlere  kadar süren yemekler ve adanın güzel şaraplarını da işin içine katarsak yürüme mesafesi otellerde konaklamak daha mantıklı.Son gittiğimizde Kalinda otelde kaldık.Küçük ,şirin,temiz bir oteldi. Kahvaltısı  çok lezzetli, otel işletmecisi güler yüzlüydü. Kiliseye çok yakındı ve her yere yürüyerek çok kolay ulaşım sağlayabildik.Zaten adanın o güzel dar sokaklarındaki evlerin  çoğu otel olarak hizmet vermekte ve aşağı yukarı bu oteller birbirine benzemekte.
Otelimizin Kahvaltısı
 İlk ne yaptık peki?Tabii ki o şirin ada sokaklarını turladık.Daracık sokaklar,birbirinden güzel kapılar,orijinal duvar resimleri,çeşit çeşit çiçekler…Sanki bir masal kitabının içinden şöyle bir geçtik gittik.Her kapının önünde bir fotoğraf çektirmelik zamanı da hesaplarsak biraz uzun sürdü diyebiliriz:)






 Sonra tam meydanda kocaman çınar ağacının altında bir türk kahvesi keyfi şahane gidiyor.Adaya girişte kaleden sonra bu koca çınar karşıladı bizi.Çınarın altında otururken kahvemizi yudumlayıp gelene geçene bakmak pek bir keyifliydi.



Sonra akşam yemeği telaşı ki bizim için bu bir telaştır çünkü yemeyi ama güzel yemeyi severiz.Adanın sokaklarında neredeyse iç içe geçmiş her biri birbirinden özenli  zevkli bir sürü mekan seçeneği var.Sokaklara atılmış mini mini masalarda oturmak çok hoş.Oteller için söylediğimizi bu mekanlar için de söyleyebiliriz genelde hepsi iyi.



Neler yedik? Son gittiğimizde Sandal restorana gittik.Ege mezesi,sıcak ot tabağı,vişneli yaprak sarması, kabak çiçeği dolması,lavantalı sakızlı muhallebi ve ahtapot ızgara harikaydı.Bu güzel mezelerin yanına  adanın güzel şaraplarından bir kadeh de söylerseniz  on numara olur.O bir kadehle kalmaz orası ayrı çünkü adanın kendine has üzümlerinden üretilen bu güzel şaraplara doyum olmuyor.Şunu da unutmayın eğer hafta sonu ya da bayramda gidiyorsanız tabii ki çok kalabalık olacaktır bunun için gitmek istediğiniz mekana rezervasyon yaptırmanızı öneririz.





  Yeme içmeye biraz daha devam edelim mi?Ederiz tabii çünkü bir süre sonra burnunuza fırından yeni çıkmış mis gibi bir kurabiye kokusu gelir.Bu koku nereden geliyor diye diye kendinizi Çiçek pastanesinde buluverirsiniz.Bir bardak çay ve o güzel kurabiyeler anınızı şenlendirmeye yeter.


Sonra ise sağlı sollu küçük tezgahların olduğu mini bir pazarda bulursunuz kendinizi.Bu tezgahlarda ada halkının el emeği olan ürünler gayet uygun fiyatlara satılmaktadır.Domates reçeli,gelincik reçeli,salamura yaprak,kekik,ada çayı daha neler neler.Adaya özgü aklınıza gelebilecek her şeyi buralardan alabilirsiniz.Alışverişten söz açılmışken genelde instagram kullanıcılarının yakından tanıdığı Nihal Harmanlı yani Nihi’nin ürünlerini Aki’de bulabilirsiniz.Aki mağazanın ismi:)


   
   E burası bir ada değil mi hiç denize girmeden olur mu?Biz  Ayazma plajını tercih ettik,merkezden bu plaja arabayla geldik.Yürüyenler vardı ama ben yürümeyi sevmem:) Bu plajın güzel bir kumu pırıl pırıl bir denizi var ,nefis bir yer.Biz şezlong kiralamıştık dilerseniz kendi havlunuzu serip rahat rahat oturabilirsiniz.İlk gittiğimizde aylardan ağustostu sıcaktı çok sıcaktı ama deniz buz gibiydi.İkinci sefer de mayıs olunca denize girmeyi düşünmedik bile.Sonra bir de günbatımı olayı var.Günbatımı en güzel rüzgar güllerinin oradan izlenirmiş miş miş tabii güneş batmadan orayı bulabilirsen:) Tabela yok bir şey yok saatlerce dön dolaş aynı yer.Bu nedenle Ayazma plajından da çok rahat güneşi batırabilirsiniz gereksiz kaybolmaya gerek yok.Unutmadan güneşe  hoşça kal demeye giderken bir şişe şarap da eşlik etsin size.

   Peki neler alınır Bozcaada’dan?: Domates reçeli –Gelincik reçeli-ada kurabiyesi-şarap(Çamlıbağ ve Ataol tercihimizdi)-salamura yaprak-bin bir çeşit ot.
  Şimdi de cüzdanımızı ilgilendiren kısma gelelim.2016 mayıs ayı için kendi aracımızla gidiş dönüş feribot ücreti 70 liraydı.Oteller her keseye hitap ediyor rahatlıkla uygun ücretlere konaklayabilirsiniz.Özellikle akşam yemeği için tercih edilebilecek mekanlarda kapı önündeki menülerden bir fiyat incelemesi şart:) İlla ki bu mekanlarda yemek  şart değil git Çınaraltı cafeye bir gözleme bir çay bu da tamamen tercih meselesi.Yani normal bir bütçeyle güzel bir iki gün geçirilir.
   Biz Bozcaada’yı çok sevdik. Sakin zamanına denk gelmemizin etkisi yadsınamaz bunda.Fırsatınız varsa bu tatili hafta içi bir güne ayarlamaya çalışın.Hafta sonunda ve özellikle bayram tatillerinde çok çok kalabalık oluyormuş bir de eylülde yapılan bağbozumu festivallerinde.Amacımız huzursa,keyifse yani gerçek bir tatilse başlangıcı saatlerce feribot sırası beklemek olmamalı diye düşünüyoruz.
 Kesinlikle görülmesi gereken , en güzel anılarımızın içine eklememiz gereken bir yer Bozcaada.Biz gittik mutlu olduk,sıra sizde:)

                                                  Rotamız Mutluluk!

3 yorum: