İnsanı derinden
etkileyen bir yer Kapadokya. Çok geniş bir alan. Yani Kapadokya
,tek bir yeri değil
Nevşehir,Kayseri,Aksaray ve Niğde’yi
içinde barındıran kocaman bir coğrafya. Bu nedenle ilk kez gidenler için eğer her yer
gezilip görülecekse dört –beş gün ideal
bir süredir. Görülecek çok yer, yapılacak çok etkinlik var. Başından sonuna
kadar her dakikasını keyifle geçireceğiniz bir rota burası.
Biz Kapadokya’ya
üç kez gitme şansına sahip olduk. İlk ziyaretimizi turla (Jolly Tur) yaptık,
diğer ikisini ise kendimiz. Hangisi daha güzeldi derseniz ikisinin de
avantajları farklı. Eğer ilk kez gidiyorsanız tur mantıklı çünkü çok fazla yer
var ve rehber eşliğinde gezmek o atmosferi anlamak için çok iyi oluyor. Hiçbir
şeyi atlamadan hepsini görmüş oluyorsunuz. Kendiniz giderseniz de güzel bir
butik otelde konaklama ve lezzetli yemekler yeme şansına sahip oluyorsunuz.
Tabii ki göreceğiniz yerleri önceden belirlemeli, çok iyi bir program
yapmalısınız. Kısacası Kapadokya’ya birkaç kez gitmek en güzeli.
Önce konaklamadan
bahsedelim. Turla gidiyorsanız zaten kalacağınız yerler belli : büyük
oteller.Biz Nevşehir merkezde bir otelde kalmıştık. Otel güzeldi ama bölgeye
uzaktı. Kendi gidişimizde butik otelleri tercih ettik ki bu oteller mağara
odalarıyla oldukça ilginç geldi bize ve tabii ki çok güzel. Konaklama için en
ideal yerler Göreme ve Uçhisar bizce. Çünkü ikisinde de manzara ve atmosfer harika. Biz her ikisinde
de konakladık. Rox Cappadocia (Uçhisar) ve Rox Göreme (Göreme) tercih ettiğimiz
otellerdi ve tek kelimeyle mükemmellerdi. Özellikle her iki otelin terasından
balonları izleyebilmek çok büyük bir artı.
Rox Göreme'nin terası |
Rox Göreme'nin Kahvaltısı |
Şimdi nereleri
görmeli dersek uzun bir liste çıkıyor karşımıza. Teker teker anlatmaya
başlayalım. İlk durak Ihlara vadisi olsun. Bu vadiye inmek için biraz enerji
harcamak gerekiyor çünkü çok fazla merdiven var. Ama her şeye değiyor, aşağı
indiğimizde karşımıza çıkan manzara harikaydı. Melendiz çayının yanından güzel
bir yürüyüş yaparak doğayla iç içe bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Vadide çok fazla
kilise var. Bu kiliseler içinde Yılanlı kilise ve Ağaçaltı kilisesi en iyi
korunmuş olanlarından. Ve bizce mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Ihlara’dan çıktıktan sonra bu bölgeye yakın
olan Derinkuyu ve Kaymaklı yer altı şehirlerini, Narlıgöl krater gölünü ziyaret
edebilirsiniz.
Derinkuyu, Nevşehir’e 30 km uzaklıkta sekiz katlı bir yer
altı şehridir. Kalabalık bir nüfusu barındırabilecek büyük bir alana sahiptir. Biz belli bir
yerine kadar gidebildik çünkü yürüyüş yolu çok çok dardı. Kapalı alan fobisi
olanlar ve astım hastaları bu şehirlere girmek için iki kez düşünmeliler bizce.
Kaymaklı yer altı şehri ise, Derinkuyu’ya çok yakındır ve hemen hemen ikisi
aynı özelliklere sahiptir. Bu şehirlerin oluşumu ise Kapadokya bölgesinin
jeolojik yapısının getirisidir. Dediğimiz gibi herhangi bir sıkıntınız yoksa bu
şehirlere mutlaka girin çünkü çok ilginç yerler. Daha sonra da Narlıgöl’e
uğrayabilirsiniz. Burası da Ihlara yolu üstünde derinliği 70 metreyi bulan,2500
metrekarelik bir alanı kaplayan ve sıcak su kaynağı bulunan bir krater gölü.
Kükürtlü ve sıcak suyu nedeniyle şifa kaynağı olan ve fazla ziyaretçi çeken bir
yer.
Narlıgöl
|
Başta söylemiştik, Kapadokya çok geniş bir coğrafya. Şimdi
de Göreme’ye uzanalım. Göreme Kapadokya’nın en popüler yerlerinden. İçinde çok
sayıda butik oteli barındıran Göreme manzara olarak da şahane. Bu bölgede
öncelikle Göreme açık hava müzesini ziyaret etmelisiniz. Burası çok geniş bir
alan, içinde kayalara oyulmuş manastırlar, kiliseler, şapeller, barınma yerleri
bulunuyor. Ve bu yerlerin hepsi duvar resimleriyle dolu yanınızda bu resimleri
anlamanızı sağlayacak iyi bir rehber varsa şanslısınız demektir. Bizim en çok
ilgimizi çeken Kızlar ve Erkekler Manastırı bir de Açık Hava Müzesinin hemen
yanında bulunan Tokalı Kilise oldu. Göreme açık hava müzesi aynı zamanda
UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Tokalı Kilise |
Göreme ‘de başka ne yapılır sabahın erken vaktinde kalkılır,
Aşıklar Tepesi’ne çıkılır ve balonlar izlenir. Balon Kapadokya’nın olmazsa
olmazlarından. Balona binmek için sabah güneş doğmadan önce hareket etmek
gerekiyor. Eğer sadece izlemek istiyorsanız Aşıklar Tepesi ve Uçhisar Kalesi
mükemmel noktalardır.
Uçhisar Kalesi |
Aşıklar Tepesi |
Aşıklar Tepesi |
Şimdi de peribacalarının en güzel örneği olan
şapkalı peribacalarının olduğu Paşabağları’na
uzanalım. Bizim hayalimizdeki Kapadokya’yı işte burası karşıladı. Çünkü
buradaki peribacaları bir harika ve oldukça büyüleyici. Devasa kayalardan oluşan
şapkalı peribacaları tam bir görsel şölen, buradan ayrılmayı hiç ama hiç
istemedik. Ve üç seyahatimiz boyunca da Paşabağları’na birkaç kez uğradık.
Belki de en keyifli zamanlar burada geçti.
Paşabağları yolu
devamında ise sırayı Zelve açık hava müzesi alıyor. Zelve peribacalarının en
yoğun olduğu yerlerden ve burada da kayalara oyulmuş kiliseler karşımıza
çıkıyor. Bu bölge Hıristiyanların önemli dini merkezlerinden biri olmasıyla da
öne çıkıyor ki Zelve de büyük bir alanı kaplıyor.
Kapadokya’nın en keyifli
rotalarından biri de Hayaller Vadisi olarak bilinen Devrent Vadisi. Bu
vadi üzerinde peribacaları çeşitli figürlere benzetilmiştir. Bunlardan en çok
bilinenleri deve figürü ve Napolyo’nun şapkasıdır. Gerisi artık sizin hayal
gücünüze kalmış zira biz çok fazla figür hayal etmiştik.
Ürgüp yolu üstünde Kapadokya’nın
simgelerinden biri olan Üç Güzeller karşımıza çıkar. Burası üç tane şapkalı
peribacasının yan yana bulunduğu görsellik açısından on numara olan bir
yerdir.Tabii ki kesinlikle görmek gerekir.Biz her ne kadar üçüncüyü görmekte
zorlansak da( üçüncü diğer ikisinden daha kısa)
üçüncü var.
Üç Güzeller |
Peki başka ne
yapılır? Ortahisar’a gidilebilir. Burada Tandır restoran var ve tandırı
gerçekten nefis. Öğle ya da akşam yemeği için düşünülebilir.
Daha sonra yine Ortahisar’da bulunan Kızıl Vadi’de harika
bir günbatımı izleyebilirsiniz. Burada günbatımı izlemek o kadar moda ki
insanlar saatler öncesinden gelip manzarayı en iyi şekilde izlemek için yer
kapıyorlar. Ve fazlasıyla kalabalık oluyor. Bu kalabalıkla birlikte güneşin
batmasını beklemek ve güneşi batırmak ayrı bir keyif. O anı ölümsüzleştirmek
için havaya kalkmış telefonlar, kameralar, fotoğraf makineleri de ayrı bir
olay.
Yine bu bölgenin demirbaşlarından olan nazar boncuklu ağaç
var sırada. Neredeyse her yerde bir nazar boncuğu ağacı çıkar karşınıza. Hepsi
de güzeldir. Ama bizce en keyiflisi Uçhisar-Göreme arasında, O Ağacın Altı Cafe’de. Cafe dediysek salaş bir çay bahçesi
ama manzara eşsiz çok çok çok güzel. Burada biraz soluklanıp çay kahve
içebilirsiniz.
Yine bu yoldan devam ettiğinizde Güvercinlik vadisini
görebilirsiniz. Bu vadide de kayalara oyulmuş güvercin yuvaları görürsünüz. Ve
bir sürü güvercin tabii. Ayrıca bu noktadan Uçhisar kalesi de çok güzel
görünmektedir.
Kapadokya’nın belli başlı, illa ki görülmesi gereken
yerlerini anlattık. Bunların haricinde Çavuşin köyünü, Aynalı Kiliseyi, Asmalı
Konak dizisinin çekildiği Mustafa Paşa köyünü ziyaret edebilirsiniz.
Bu konak şimdilerde
otel ve restoran olarak hizmet veriyor. İçini merak ettiğimizden hadi girip bir
şeyler yiyelim dedik ve un helvası sipariş ettik, harikaydı. Tavsiye edilir.
Aynalı Kilise |
Dizideki ilk konakta yangın çıktıktan sonra
Ürgüp’te bu konağa benzeyen bir konak inşa etmişler ve hayli ziyaretçisi vardı
bu konağın da.
Gün boyunca doya
doya geziliyor. Çok yürünüyor. Bu yüzden rahat bir ayakkabı tercih etmek
gerekiyor. Bir şapka, bir güneş kremi ve bir şişe su da hayat kurtarır bizce,
aklınızda bulunsun. Bir de mutlaka
bölgenin önemli noktalarını içeren bir harita yanınızda bulundurun. Bu
noktaları birbirine bağlayan bir çok yolda çok faydalanabilirsiniz. Gelelim gece etkinliklerine. Çok yorgun
olduğunuz için muhtemelen otelinize gidip dinlenmek isteyeceksiniz ama öyle
yapmayın: ) Çok eğlenceli, yöresel
dansların sergilendiği ve lezzetli
yemeklerin olduğu Türk gecelerine katılmadan dönmeyin. Biz iki kez
gittik. İkisinde de tercihimiz Uranos Sarıkaya Restoran oldu. Burası hem mimari
özelliğiyle hem de lezzetli yemekleri ve güzel eğlence programıyla keyifli bir
gece geçirmemizi sağladı.
Testi Kebabı |
Tabii ki bitmiyor. Kapadokya’ya zaman yetmiyor: ) Başka
başka neler yapılır? Seramik atölyeleri gezilir mesela. Civarda çok fazla
atölye var, biz yol üstünde bulunan Çavuşin seramik atölyesine girmiştik. Burada hem çamurdan
seramik yapımını izleyebiliyor hem de dilerseniz kendiniz deneyebiliyorsunuz.
Bizim böyle bir girişimimiz oldu çok keyifliydi ama yetenek sıfır: ) Daha sonra
bu atölyelerin alışveriş yapabileceğiniz yerleri var oralara yönlendiriliyorsunuz
ve özellikle de kadınlar için çılgın saatler başlıyor : )
Seramik demişken Avanos’ta bulunan
Türkiye’nin ilk ve tek yer altı müzesi olan Güray Müze’yi ziyaret
edebilirsiniz. Bu müzedeki eserler tek kelimeyle büyüleyiciydi. Aynı zamanda
müze içinde çay-kahve keyfi yapabileceğiniz
hoş alanlar, bir de şömine var. Yerin 20 metre altında keyifli dakikalar
geçirebilirsiniz.
Eğer turla
gitmişseniz muhtemelen bir oniks taşı
fabrikası, bir halı atölyesi ve bir şarap üretim merkezi gezeceksiniz ki turun
bir avantajı var, bu yerlerde önce üretim aşamaları, üretim yerleri
gezdiriliyor. Sonra alışveriş kısmına geçiliyor. Kendiniz gitmişseniz buna pek
imkan yok maalesef.
Oniks bu bölgede
çıkan ve işlenen taşlardan biri. Bu
taştan süs eşyaları ve takılar yapılıyor. Özellikle çok hoş takılar var insanın
hepsini alası geliyor.
Bizim en çok
beğendiğimiz yerlerden birisi de turla gittiğimizde uğradığımız halı atölyesi
oldu. Özellikle de halı showu bir harikaydı. El emeği, göz nuru birbirinden
kıymetli ve özel halıları isterseniz satın alabilirsiniz.
Gelelim başka bir noktaya. Kapadokya bölgesinde yetişen üzüm
bağlarından yapılan şaraplar var bir de. Bu şarapları Turasan ya da Kocabağ şarapçılıktan
temin edebilirsiniz. Ayrıca buralarda tadım da yapabilirsiniz. Turasan
,Ürgüp’te; Kocabağ ise Uçhisar –Göreme yolu üzerinde bulunuyor. Biz hangisini
daha çok beğendik : Kocabağ : )
Lezzetlerden bahsedecek olursak testi
kebabı ve kuru fasulye listede başı çekiyor. Testi kebabı için Göreme’de Dibek
restoranı tercih edebilirsiniz. Bunun yanı sıra Avanos’ta Dayı’nın
yeri-Ürgüp’te Han Çırağan güzel lezzetler bulabileceğiniz mekanlardan.
Çok yoğun bir o
kadar da büyüleyici bir rota Kapadokya. İlk kez gidecek olanlar neden daha önce
gelmediklerine hayıflanacaklar. Bir kez giden bir daha bir daha gitmek için sabırsızlanacak.
Ulaşım olarak da hiçbir zorluğu olmayan bu masal diyarına gitmek için çok
beklememek gerek. Çoğu insan
Kapadokya’ya gitmek istiyorum der ama hep erteler. Burası
ertelenemeyecek kadar özel bir yere sahip. Geriye dönüp baktığımızda Kapadokya
anılarımız ve fotoğraflarımız olmasın mı : ) Biz böyle bir güzelliğe sahipken
kıymet bilmeli ve kendimizi ödüllendirmeliyiz. Şaşırmak için, büyülenmek için,
hissetmek için… Biz gittik mutlu olduk.Sıra sizde!
ROTAMIZ MUTLULUK!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder